★☆☆☆☆ Nefret ettim, baba naaptın, bu ne be iyrenç
★★☆☆☆ Hiç sevmedim
★★★☆☆ Fena diil, hoşuma gitti, izleniyo yau, iyi
★★★★☆ Çok sevdim
★★★★★ Bayıldım ya muhteşem bişey, enfes, yürü be
Neden sanat?
Yok on üzerinden, yok 100 üzerinden filan, bana göre ne kadar az üzerinden verirsen o kadar iyi. Çünkü o kadar ince hesap yapınca, 7.8 verince filan o 0.1'lik, hatta 1'lik aralıkların senin filme karşı içinde beslediğin duygulardan tam olarak neye karşılık geldiğini anlamak zor oluyo. Ama niye öyle detaylı not veresi geliyo insanın? Çünkü diyosun ki 'olm The Host çok güzel film, ben buna beş veriim. Ama yok Jules et Jim'e beş vermişim, bu aynı kategoride diil, bi altında, 4 veriim. Ama Adventureland'e 4 vermişim, e hakediyo o da, ama bu da daha çok almalı, 4.5 cuk oturuyo buna." Ama böyle dedikçe ipin ucu kaçıyo, hatta sonra nota göre sıralarsan bi bakıyosun ki sıralama çok yanlış.
O yüzden bu sistem iyi bence. Buna rağmen hala emin olamıyorum bazı filmlerde, +-1 yıldız düzeyinde karar verebiliyorum anca. Ayrıca zamanla filmler yukarı veya aşağı yıldız atlıyo, Fountain'ı ilk seyrettiğimde kuvvetli bi 3 vermiştim, ama zaman geçtikçe, tekrar tekrar seyrettikçe rahat 4 yıldız oldu. Requiem for a Dream beni acayip etkilemışti ve 5 yıldız vermiştim, ama belki de bugün Fountain'ı daha çok seviyorum.
Başka neler önemli mesela?
Ayrıca bi filmi seyrettiğindeki ruh halin de çok önemli. The Sweet Hereafter gayet iyi film bence, ama ben onu Space Truckers isimli Dennis Hopper'lı B allah B, kitch allah kitch bi aksiyon bilimkurgu seyretmeye niyet ettiğimiz bi gun, saati uymayınca mecburen 'e buna gidelim bari' diye seyretmiştim. E haliyle içim bayıldı. Ama zamanla düşüne düşüne takdirim arttı, sonra tekrar seyredince beğendim. Öte yandan, lisede Ace Ventura 2'ye gitmiştik. Okul yeni tatil olmuştu, salondaki herkes benim yaşımda okuldan çıkmış çok eğlenesi olan insanlardı. O dönem Jim Carrey'sinden pek hazzetmememe rağmen, söz konusu gün hep beraber hankıra hankıra güldük, süper eğlendim ve filme bayıldım. Bugün seyretsem belki yine beğenirim, ama kendi kusmuğumda boğularak ölebilirim de, denemedim.
Son bi mevzu da şudur, Casablanca'ya da 5 yıldız veririm, Decalogue'a da, Dr Horrible's Sing Along Blog'a da, Shooting Fish'e de. Her filmi kendi alanında değerlendiriceksin, ben romantik komedi severim, en güzel romantik komediye de 5 yıldızı çekinmeden yapıştırırım. 5 yıldız verdiğim There's Something About Mary genel bakınca 4 yıldız verdiğim Fargo'dan bariz 'daha kötü' bi filmdir. Yani zengin bi kokteyl partide bi elimde karides öbür elimde şampanya Nil Karaibrahimgil'le filmler üzerine muhabbet ediyosam kırk dakka Fargo'nun dehasına methiyeler düzerim, There is Something About Mary'nin lafını açmam bile. Amacım tamamen Nil'i tavlamaktır, dolayısıyla boşuna bir çabadır, avcumu yalarım. Ne diyodum yahu? Ha, evet, ya düşününce çok güldürmüştü beni ama 5 yıldız da çok mu olmuş o Mary'ye dur 4 mü yapsam bi onu acaba?
Süper objektif bir değerlendirme
Bekleneceği üzre en çok verdiğim not 3 yıldız. 1 veya 5 almak teoride oldukça zor. Ama netflix'e bakınca görüyorum ki notlandırdığım aşağı yukarı 2000 filmin yaklaşık yüzde onbeşine 5 yıldız vermişim, sadece yüzde beşine 1 yıldız vermişim. Sinemayı seviyorum kardeşim, beni çok etkileyen filmlerin kafamı duvara vurdurtan filmlerden çok olması normal değilse nedir? a) patates b) domates c) seks d) yumurta
Kısacası bu yıldızlar zaten kafadan subjektif şeyler, ama hani 'ben objektif olmaya çalışıyorum' dersin ya, çocuk mu kandırıyosun kardeşim yalan söylüyosun. Bunlar subjektif olmakla kalmayıp, subjektifin de subjektifidirler, ayrıca zamanla değişirler, ayrıca zaten yanlıştırlar, hep yanlıştırlar, bana göre bile yanlıştırlar. Dolayısıyla bi filme verdiğim yıldız notunun size çok faydası dokunacaktır, görür görmez içselleştirin, ezberleyin, kıçınıza dövme yaptırın.
No comments:
Post a Comment