Oysa o kadar beğenesim vardı ki. Bak ne diyorum, okumuyosun doğru dürüst, beklentim yüksekti demiyorum, beğenesim vardı diyorum. İnsanın beğenesi, eğlenesi gelir bazen böyle, en boktan espriye kahkaha atar. Ama beğenemedim. Beğenememeyi bırak boynumda kafam kadar siğil çıktı. Sol bacağım koptu. Hay dedim allah kahretsin.
Çok tipik Hollywood, fabrikadan çıkma, çok belli, çok beklendik, çok standart, çok yapmacık, üff hiç kaptıramadım. Tom Cruise çok kasıyo kendini komik olucam diye, ama mesela bi Robert Downey Jr.'ın elinde beni (belki) güldürebilecek esprileri, one linerları şöyle yapıyo: "Bak şimdi Cameron bak, bak espri yapcam bak, [esprik]
Pek sevgili Peter Saaarsgaaaaard var filmde, ama bu güzelim çocuğa o rolü vermeyin arkadaşım, düzgün bişey verin, bak nası süper olucak.
Yönetmen Mangold'un iki işi var. Biri eleştirmenlerin niye yere göğe sığdıramadığını bi türlü anlayamadığım, bana göre fena olmayan ama anca *** verdiğim 3:10 to Yuma. Öbürü de Walk the Line, onu seyretmedim. Ama Man-gold gibi şoohane bi ismi haketmesi için çok baba film olması lazım. Yoksa Knight and Day'le olucak iş diil.
Film kendini ciddiye almıyo tamam, bilerek over the top yapmışsın filmi, ben de sana git düzgün aksiyon ol demiyorum zaten, git romantik komedi ol da demiyorum, ya ben seninle konuşmuyorum Knight and Day, küstüm sana, eğlenesim vardı, en ufak eğlendiremedin beni. Al yıldızını git köşede otur.
No comments:
Post a Comment