
Ceki çen'in usta Miyagi rolünde olması önce bi garip tabii, çünkü sırıtarak merdivenden merdivene zıplayıp taşaklarını patlatmak yerine sakin, bilge, acısını dalağına gömmüş amca karakterini oynuyo. Ama batmıyo biliyo musun? (hayır bilmiyosan bilmiyorum de.) Çünkü Miyagi bilgedir milgedir ama şirindir, tatlı bi amcadır yani, e ceki çen de maşallah şekerpareyle lolcat arası bişey.
Hangi filmdi bu?
Elbette eninde sonunda çektiğin film Karate Kid. Ne menem bişey olduğunu biliyoruz, öyle çok bi numarası yok. Ezik çocuğu mahallenin haylazları dövüyolar, çocuk ağlıyo, uzaktan dandirik amca görünen hademe karate manyaa çıkıyo, çocuğa o haylazları dövmeyi öğretiyo, çocuk haylazların ağzını burnunu kırıyo, duygusal ama gaz müzik, jenerik. Ha bi de bu haylazlarla bunların hırtlamba beden hocası öyle kötü, öyle kötüler ki, şeref yok bişey yok, hep hile yapıyolar, bacak kırıyolar felan, ayıp üstüne ayıp ediyolar, böylece filmin sonunda bi güzel yiycekleri dayağı iyice hakediyolar. Budur.
Ama çocukken seyrettiğimizde (bak yine hep beraber seyrediyo okurla, aynı ilkokula da gitmişsinizdir allah bilir), "kata yapıyorum" diye elimizi kolumuzu garip garip sallamak olsun, meşhur "cilala parlat" ve "yukarı aşşaa" ev boyamaca hamleleriyle oynamak olsun, oha bacak da gitti kesin vercekler eline diye heyecanla ayakta seyredip, gelen zaferle piyango çıkmışçasına sevinmek olsun, izini oramıza buramıza bırakmıştır bunun orjinali. (okur bak seyrettiğimİZ'den girdi, oramIZ buramIZ'a geldi, gidişat parlak diil, uyarmadı deme.) O yüzden nostalji sömürüp 3 yıldızı kapmayı başarmıyo diil. Zaten mazlumun beklenmedik zaferi üzerine kurulu hikayelere zaafım vardır oldum olası. Ama gidip de sıkılana, kötü bulana da 'niye baydın' demem açıkçası.
Tabii illa iki buçuk saat yapmasına gerek yokmuş filmi, Karate Kid bu yahu, epik ikinci dünya savaşı dramı diil ki. Çişim geldi sıkışık sıkışık seyrettim son dövüşü.
No comments:
Post a Comment